Y Kuşağı Erkekleri ve Hayattan Beklentileri

Sert bir sesle piste vuran tekerleklerin ardından bütün yolcular yere inmenin huzurunu yaşadılar. Uçak gitgide hız keserek pistteki duruşunu tamamlarken, yolculardan biri başını pencereden dışarıya çevirdi. Yaz mevsiminin getirdiği tanıdık sarımtrak ton şehri boyamıştı. Bir yıl geçmişti, ama her şey olduğu yerdeydi. Uçaktan inip, bavullarını alıp taksiye binmek için dışarı çıktığında karşısında gördüğü dev billboard, evrenin espiri anlayışını kanıtlıyordu: "Istanbul... Cradle of civilization". Ama İstanbul gidilen destinasyon değildi. Tonlarca anının, onlarca arkadaşın, ailenin bırakılıp gelindiği yerdi. Varılan şehir ise benim için tam da kürkçü dükkanı dedikleri yerdi. Prag’dı.

Adım Yiğit. Hayatın keşfetmeye değer her anını keşfetmeye, sonrasında da bunları hikayeleştirip insanlarla paylaşmaya keyifle bağlanmış, yalnız yaşayan sosyal bir erkeğim.

Merak etme, sana o alışıldık şehirli playboy profilini çizmeye çalışmıyorum. Dating uygulamalarına profil mesajı niteliği taşıyan bu açıklamam tamamen zemin kurmak amaçlı. Çünkü okuyacağınız yazılar, bahsettiğim keşfetme ve hikayeleştirme dürtüleriyle meydana gelecek. Ve bunu yaparken de farklı metropollerde, ortak bir kromozoma sahip, toplumun ona biçtiği yetişkin erkek profilini reddedip hayattaki amacını keşfetmek, seyahat etmek ve deneyimlemek üzerine kurmuş Y kuşağı erkeğinin hayatına da ince ince dokunmuş olacağım.

Sexist bi yaklaşım olarak görme. Ama gerçek şu ki, toplumun bugünün erkek figüründen beklentisi ne kadar fazlaysa, ailesinin evinden ayrılıp, aile kurmak arasındaki süreçte, bizim hayattan beklediklerimiz de çok fazla.… Bir kere egomuz büyük, ikincisi çocukluk hevesleriyle yetişkin kararlarının kesiştiği bir dönemdeyiz. Aidiyetlik duygumuz hala zayıf ve kök salmaya davet etmeyen her şey çok cezbedici…Hayatımızın altın çağında gibiyiz ama, yolda bize eşlik edecek bir mentor yok… İşte bu denklemle, günümüz Y Kuşağı erkeği olan bizlerin duyduğu beklenti tavan yapıyor. Bu beklentinin yarattığı merak duygusu, keşfetme arzusu ve keşiflerin getirdiği tatmin birbirini kovalıyor.

6 yıl kadar önce Prag’a ilk geldiğimde bu şehirde sadece turistik amaçlı olduğumu düşünüyordum. Ama evrenin değişik bir espiri anlayışı olduğundan bahsetmiştim. Değişik ilişkiler yumağı, rastlantılar ve fırsatlar üçgeninde, daha önce yaşadığım Prag’a yaptığım onca git gelin sonunda, tamamen yaşamımı buraya taşımaya karar verdim. Ve ben bu kararı verir vermez şehir bana keyif veren gizemlerinin kapılarını açmaya devam etti. Ezberden gidilen bir yola kafa tutmaya kalktığım an, alternatif yollar ortaya çıktı. Mekanlar, coğrafyalar değişti. Tam o yolda yalnız yürüdüğümü düşünürken, aynı soruları sormaktan öteye geçebilmiş insanlarla tanıştım. Dünyanın her tarafından edindiğim arkadaşlar ve yaşattıkları keyifler bu zaman diliminde oldukça birikti. Ve önceki yıllarda gördüğüm şehirlerin, tanıştığım insanların, metropol hayat eğlencelerinin üzerine eklendi.

Her gün, hem içinde olduğumuz şehirde, hem de seyahat ettiğimiz yerlerde hepimiz yepyeni hikayeler yaratıyoruz. Farklı yaşamlara dokunup farklı havaları soluyoruz. Sınırları ortadan kaldırınca dünya kocaman bir eve dönüşüyor, şehirler de tanıdık gelen yaşam alanlarına… Farklı coğrafyalarda ortak bulduğumuz onca his yaşanıyor ve önceki yıllarda tanıştığımız insanların, gördüğümüz şehirlerin üzerine ekleniyor. O kadar hikaye birikiyor ki insan unutmaktan korkuyor. Bu ortak his ise, beni ve farklı ülkelere dağılmış diğer bir sürü Y-Y eşleşmesine sahip arkadaşımı, içinde olduğumuz spontane bir centilmenler kulübüne davet ediyor…

Ben adına Şehirli Erkek diyorum.

Y Kromozomuna sahip bir Y Kuşağı bireyiyim… Ve adım Yiğit.

Eğer dinlemek istiyorsan sakince arkana yaslan.

Sana anlatacağım çok şey var… :D

#sehirdeerkek