top of page
YAZILAR

Bu sayfadan tüm yazılara ulaşabilir, yorum yapabilir ve paylaşabilirsin.

Şehirli Erkek yazı içeriği aksi belirtilmedikçe bağımsız yazarlar tarafından yapılmaktadır. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması kurallarımıza aykırıdır.

  • yigit keskin

Yeni bir "iş" algısı mümkün: Ekonomik düzenden alıp başını gitme hikayesi...



Ve o gün geldi.

Evrendeki o değişik güçlerin seni bir yamacın kenarında tutup, yüzünü boşluğa doğru çevirip, “sana kalsa daha bunu yapacağın yok, o zaman al sana en hızlısından bir uçuş dersi” diyerek ittirdiği anlardan birine hiç tanık oldun mu?

Ben oldum 😊 Hayatın belli dönemlerinde bir şeyler beni öyle bir itti ki, o itici gücün yarattığı sıçramayla güzel zıplayışlar ya da şiddetli düşüşler yaşayabildim. Bir baktım sistem itti, bir baktım toplum algısı itti, bir baktım yaşadığım çevre itti… Mesela bir buçuk yıl önce de şehri, kaosu, huyu suyuyla Türkiye beni öyle bir itti ki, üç ayda bir koca evi 30 kg’lık bir bavula sığdırıp Nisan 2017’de Prag’a taşındım.

Ama gel gör ki itişin de, düşüşün de sonu yok. İlla ki coğrafya değiştirmek değil mesele. Tam bir buçuk yıl sonra ne zamandır yapmak istediğim ama cesaret edemediğim bir yere daha itildim evren tarafından. Bu sefer aynı coğrafyada ama farklı alanlara doğru.

Yaklaşık 9 yıldır iş hayatındayım ve yaşım henüz 30 oldu. Kariyer yaptım mı? Türkiye kıstaslarına göre kariyer her ne ise yaptım diyebilirim. Yüksek lisans, yabancı dil, +500 linkedin bağlantısı, lokal ve global firmalarda deneyim ve yurt dışında güzel bi pozisyon diye ölçütlere göre bakarsak, eğitim de kariyer de yerinde diyebiliriz.

Peki yıllar yılı takip ettiğim bu süreç neden beni sıkmaya başladı? Çok sevdiğim mesleğin ne ara bende karın ağrıları yaratmaya başladı? İş çevresindeki fake motivasyon notalarını veya iş arkadaşlarımın beyaz yaka hayalleriyle beyaz starbucks bardaklarını ne zaman küçümsemeye başladım? Ben ne ara elimi verdim de kolumdan oldum? İşte bu sorular o kadar katlandı ki, çok sevdiğim Prag’da, çok mutlu olduğum bi yaşamın finansmanını tek başına sağlayan işimden ansızın istifa ettim 😊 Haklıyım, gururluyum.



Peki bana rahat mı battı?

Hayır batmadı. Çünkü rahat değildim. Maddi rahatlık ya da özeçmişteki rahatlık her şey demek değil. Bunu zaten o kadar uzun zamandır biliyorum ki, değil kariyer, üniversiteye başlamadan önce bile farkındalığı vardı. Farkında olmanın yeterli bir ayrıcalık olduğunu, farkında kalarak devam edersem yozlaşmayacağımı düşündüm. Ama bir yerden sonra yozlaşmayacağım diye her gün 20 tane kanser hücresi de üretmek istemedim.

Velhasıl hayat bana, artık ertelediğim belli projelerimi yapma şansını tanıdı. Ben de, Baby Boomers’lar tarafından yaratılmış bir iş hayatının çağ dışı kurallarını oynamak zorunda hissetmekten vazgeçtim. Rasyonelitesine inanmadığım alanlardan uzak durmak, dünya tarihine kıyasla çok daha kısa olacak ömrümü güzel tasarım, güzel kahve, güzel hayaller ve güzel insanlarla geçirmeye karar verdim. En önemlisi de, beni heyecanlandıran, yapmak için can atıp da haftada 45 saatimin bloke olması nedeniyle yapamadığım şeyleri yapmaya karar verdim.



Şehirli Erkek bunlardan sadece birisi… Yaklaşık 5 yıldır aklımın bir köşesinde duran, ara ara açıp oynadığım, ama ne yazık ki tam yapamadığım bir proje… Belki de en önemlisi üretmek için kişisel bir alan. Bu ve bunun gibi ertelenmiş, zaman yaratılamamış, ya da garantici söylemlere kurban gitmiş o kadar çok şey var ki....

Sanırım artık buna engel olan, bloklanmış 45 saatim ya da fazla mesailerim yok. O halde sanırım ben atlamaya hazırım. Ya da hayat beni çoktan bir kere daha itti…


234 görüntüleme0 yorum

Son Paylaşımlar

Hepsini Gör

Şehirli Erkekte

Yazar Ol!

bottom of page